KARÇAL DAĞI ETEKLERİ
8 Gün
Şavşat - Maçahel - Lekoban Yaylası
mın 8-max 14
Çift Kişilik Odada Kişibaşı 37.500TL (Tek kİŞİ Konaklama FARKI 7.750TL
KK TEK ÇEKİM vade farksızdır! KK ile 12 taksite kadar ödeme imkanı (Bankaların komisyon oranı değişiklik göstermektedir) Tüm fiyatlara eklenecektir
- Kara ormanlar
- En Doğu Karadeniz Şavşat
- Çukur bölge Maçahel
- Türkiye’nin en yüksek şelalesi Maral
- Ilıman Yağmur Ormanları’nda hiking
- Yayla evi konaklaması ile farklı bir deneyim: Lekoban
2025 tarihleri hazırlanıyor
RİZE – MENÇUNA ŞELALESİ– ŞAVŞAT
Rehberimiz sizi Rize Havaalanı‘nda karşılayacak. Eşyalarınızı aracımıza yerleştirdikten sonra sahil yolundan ilerleyerek Borçka üzerinden Artvin’e oradan da Şavşat‘a doğru yol alıyoruz. Öğle yemeği sonrasında ise Ardanuç Cehennem Deresi Kanyonu‘na uğrayarak Şavşat’ta konaklayacağımız tesise yerleşiyoruz. Bugün biraz uzun araç yolculuğu yapacağız ama göreceğimiz güzellikler bu yorgunluğunuzu unutturacak.
SARIÇAYIR YAYLASI – ŞAVŞAT KÖYLERİ
Sabah alacağımız kahvaltı sonrası yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1 saat sonra varacağımız Sarıçayır Yaylası hem yolu, hem kendisi, hem de manzarası açısından muhteşem bir yayla. Özellikle Temmuz ayında açan çiçek çeşitliliğine inanamayacaksınız. Bu yayla Gürcistan sınırına yürüyerek varılabilecek kadar yakın. Halen elektriği olmayan yaylaya çıkış yeni açılan stabilize yol sayesinde oluyor ama biz Erikli yayla yolundan tırmanışa geçiyoruz. Yaklaşık 1.5 saat sonra yaylanın muhteşem manzarasına varmış oluyoruz. Bir tarafta Sayıçayır yaylası ve tepeleri, bir tarafta Gürcistan sınırı ve diğer tarafta da Şavşat’ın Karçal dağına kadar olan manzarası alabildiğine uzanıyor. Buradan sonra Erikli yaylasından geçerek Sarıçayır yaylasına doğru patikaya giriyoruz. Hep tepe manzarası eşliğinde devam edecek yürüyüşümüz sınır için açılan askeri yoldan devam ediyor. Son bir gayretle 15 dakikalık çıkışı da yaparak Başka Rota kurucusu ve aynı zamanda rehberliğini yapan Mikail’in annesinin yaylası olan Sarıçayır yaylasına varmış oluyoruz. Dayısının yayla evinde burada anlatamayacağımız lezzetteki yemekleri afiyetle yiyoruz. İyice dinlendikten sonra hava ve yol durumuna göre bu sefer Mikail’in babasının köyü olan Ilıca (Cinal) köyüne gidebiliyoruz fakat bunun için söz veremiyoruz. Çünkü bugün zaten dolu dolu geçeceğinden acele etmeden günü geçiriyoruz. Vakit kalırsa Ilıca köyüne gidiyoruz. Her halükarda başka köylerden geçe geçe otelimize geri döneceğiz.
ÖNEMLİ NOT: Bugünkü programı Sarıçayır yaylasının yol durumuna göre yapıyoruz. Yaylaya çıkılamayacak durumda ise alternatif bir rota belirliyoruz.
Araç: Yok
ŞİRATA GÖLLERİ – ŞAVŞAT KARAGÖL – ŞAVŞAT
Sabah alacağımız kahvaltının ardından 45 dakikalık araç yolculuğu ile Şavşat’ın en büyük köyü olan Pınarlı Köyü’nden geçerek Fevzi abi ve Nazire ablanın muhteşem köfte ve garnitürlerini yiyeceğimiz Balıklıgöl’e varıyoruz. Küçük bir çay molasından sonra yürüyüşe geçiyoruz. Arsiyan Dağı’nın eteklerinde yükselerek göreceğimiz iki yanlı manzara muhteşem. Zaman zaman yok olmaya yüz tutmuş kağnı arabası izlerini takip ederek ilerleyeceğimiz patika bizi Şirata Gölleri’nin ilki ve küçüğü olan göle çıkarıyor. Gittiğimiz mevsime göre su seviyesi değişen gölün rengi beklemiş yoğurt suyuna benzediği için bu ismi almış. Hemen yukarısındaki ikinci ve ismi Büyük Şirata olan göle çıkıyoruz ve uzun bir mola veriyoruz. Eğer şanslı isek ortamın bakirliğinden yararlanan Angut kuşlarını görebiliriz. Yürüyüşümüze çok az daha çıkış ekleyerek orman içine giriyoruz. Bu noktadan hava açık ise Karçal Dağları’nı ve ötesini rahatlıkla görebiliyoruz. Sonra kağnı yoluna bağlanan kadar dik inişler yapıyoruz. Buradan yaklaşık yarım saat daha yürüyerek dairemizi tamamlıyoruz ve artık yemek zamanı. Yemek sonrası Balıklıgöl’de dinlenerek Şavşat Karagöl’e doğru harekete geçiyoruz. Biraz araç biraz yürüyüş ile Karagöl’e varıyoruz. Karagöl’de varış saatimize göre mola veriyoruz. Artık dönüş vakti. Aracımız ile yol üstündeki Cevizli Kilisesi’ne uğrayarak otelimize geri dönüyoruz.
KARÇAL DERESİ- LEKOBAN YAYLASI
Sabah kahvaltımızın ardından artık Şavşat’a veda ediyoruz. Aracımız ile yaklaşık 1 saat sürecek yolculuk ile Karçal Deresi kenarındaki yürüyüşümüze başlayacağımız noktaya varıyoruz. Hemen belirtelim yürüyüşümüz malesef bir HES çalışmasının şantiyesinden başlayacak. Gereken bilgiyi orada rehberinizden alacaksınız. Stabilize köy yolunda gerçekleşecek yürüyüşümüz yaklaşık 2 saat sonra köprü üzerinde son bulacak. Öğle yemeğimiz bugün kumanya şeklinde olacağı için sandvicinizi ister burada isterseniz de yaylaya çıktığınızda sıcak çay eşliğinde yiyebilirsiniz. Burada aracımıza binerek Lekoban Yaylası’na doğru yükselmeye başlayacağız. Yarın yürüyeceğimiz patikanın altından yavaş yavaş yükselerek ormandan çıkış yapacağız. Manzaramızda İndastvinda geçidi yer aldığında artık yayla evlerini de görmüşüz demektir. Vakit kaybetmeden yayla pansiyonumuza yerleşiyoruz. İsteyenler hava kararmadan etrafta yürüyüş yapabilirler. Pansiyonumuzun karşısında Z şeklindeki stabilize yola çıkabiliriz isteyenlerle. Akşam günün yorgunluğunu şömine başı muhabbetle gideriyoruz.
CANCİR YAYLASI – NAÇADİREV GÖLÜ
Sabah alacağımız muhteşem kahvaltının ardından yaklaşık 4 saatlik yürüyüşümüze hemen pansiyonumuzun önünden başlıyoruz. Çok az iniş çıkışın olacağı yürüyüşümüze geçide kadar azar azar tırmanarak başlıyoruz. Hemen hemen tüm yürüyüşümüz vadiler içinde geçeceği için ‘yan geçiş’ dediğimiz statüde bir yürüyüş olacak. Cancir Yaylası’nı gördüğümüz sırta geldiğimizde artık inişe geçeceğimizin işaretini almış oluyoruz. Çok dik olmayan bu iniş sonrası yaylayı tam yukarıdan göreceğimiz sırtta varıyoruz. Fotoğrafların ardından araca doğru inişe devam ediyoruz. Eğer şanslı isek yaylacılardan birinin evinde sıcak çay içebiliriz. Öğleden sonra başka bir programımız olduğu için çay için şansımızın iyi gitmesini dileyeceğiz. Sıcak karşılanmanın verdiği mutluluk ile halen yok olmamış nadir yayladan biri olan Cancir Yaylası’ndan aracımıza binerek ayrılıyoruz. Yarım saat sonra Lekoban yaylasındayız. Yemekten sonra yine yarım saatlik yol ile İndastvinda Geçidi’ne çıkıyoruz. Buradan eğer hava açık ise Macahel vadisi ve Batum sahili görülebiliyor. Fotoğraf molasından sonra tekrar araç ile 15 dakika daha yükselerek Naçadirev Gölü’nün altına varmış oluyoruz. Burada gerçekten havanın açık olması için dua edebiliriz. Karçal Dağı’na en yakın olduğumuz yer burası. Beş dakikalık yürüyüş ile göle çıkıyoruz. Cesaretlileri suyun içinde görmek isteriz. Yeteri kadar burada kaldıktan sonra artık dönüşe geçiyoruz. İsteyenler İndatsvinda Geçidi’nden pansiyona kadar 45 dakikalık yürüyüş yapabilirler.
FINDIK YAYLASI – MAÇAHEL
Sabah kahvaltımızın ardından artık Lekoban yaylasına veda ediyoruz. Çantalarımızı araca yükledikten sonra pansiyonun önünden direk yürüyüşe başlıyoruz. İlk durağımız İndatsvinda geçidi. Burada fotoğraf molası verdikten sonra artık Fındık yaylasına kadar 2 saatlik hep iniş şeklinde olan yürüyüşümüz başlıyor. Maçahel’de kalacağımız pansiyonun sahiplerinin yayla evinde öğle yemeğimizi alıyoruz. Artık yayla koşullarında ne varsa ellerinde bizimle paylaşmaktan çekinmiyorlar. Her ne yiyeceksek yiyelim lezzetli olacağına eminiz. Yemek ve dinlenme sonrası Yürüyüşümüz yokuş aşağı yayla yolundan Maçahel’e kadar devam ediyor. Bugünkü yürüyüşümüz toplamda 23 km. Eğer hava şartları müsaitse araç da bizimle aynı yoldan Maçahel’e iniyor. Dolayısı ile belirli yerlerde bekleyerek ilerleyeceğinden yorulanlar istediklerinde araca binebiliyorlar. Bumbulay pansiyonda son bulacak yürüyüşümüz sonrası bungalowlara yerleşerek dinlenmeye geçiyoruz. Akşam yemeğinde görüşmek üzere.
MARAL ŞELALESİ – CAMİLİ KÖYÜ
Güzel bir kahvaltının ardından Türkiye’nin tek kırımdan dökülen en yüksek şelalesi olan 63 metrelik Maral Şelalesi’ne doğru hareket ediyoruz. Hava ve grup şartlarına göre rehberiniz bu günün yürüyüş süresini uzatıp kısaltabilecektir. Yarım saat yürüyüş mesafesi kalana kadar şelaleye araçla gidilebiliyor. Uzun yürüyüş isteyenleri çıkarken değil de geri dönüşte yürütüyoruz. Şelaleyi gördüğümüz ilk yerde bir seyir terası var ve burada daha aşağı inmek istemeyen misafirlerimiz oturabiliyorlar. Aşağı iniş oldukça dik ve dikkatli bir şekilde inmek gerekiyor. Çoğunlukla korkuluklu merdivenler olan inişte grup olmanın verdiği faydalardan yararlanıyoruz. Herkes birbirine yardım ediyor. Şelalenin altında soyunma kabinleri mevcut. Cesaretli olanları, aslında soğuk olmayan ama çok yukarıdan döküldüğü için rüzgarın etkisiyle soğuyan suya davet ediyoruz. Başka bir yerde deneyimleyemeyeceğiniz bu güzelliği kaçırmamanızı öneriyoruz. Yaşadığımız bu deneyim ile soğuyan bedenlerimiz, indiğimiz o dik patikayı çıkarken ısınıyor. O yürüdüğümüz patika ve merdivenleri yapan amcanın akrabalarının işlettiği seyir terasında dinlenme ve çay molasından sonra araca doğru geri yürüyoruz. Dönüşte öğle yemeğimizi başka bir güzel mekanda İremit pansiyon’da alıyoruz. Yemek sonrası araçla devam ederek Camili Köyü‘nü, sınır kapısını ve tarihi ahşap camisini görme fırsatı buluyoruz. Yine yorucu ama bir o kadar da zevkli ve çeşitli deneyimlerle dolu bir günün ardından pansiyonumuza geri dönüyoruz.
AYRILIK GÜNÜ – MAÇAHEL – RİZE
Bugün sabah kahvaltımız sonrası Maçahel – Borçka hattının manzaralı yolları üzerinden yaklaşık 2 saatte Hopa’ya varacağız. Dönüş yolu üzerinde Borçka Karagöl’e uğrayacağız. Ziyaret ve öğle yemeği molalarından sonra Rize Havaalanı’na gidiyoruz.
Birinci, ikinci gün ve üçüncü gün: Şavşat Yeşilvadi otel’de kalınacaktır.
Dördüncü ve beşinci gün: Lekoban Yaylası’nda Maçahel Yaylaevi’nde. 5 adet duş ve tuvaleti içinde olan tamamen ahşaptan odalar. Odalarda ses yalıtımı olmadığından oda içinde çıkaracağımız seslere dikkat etmeliyiz.
Altıncı ve yedinci gün: Maçahel’de Bumbulay, İremit, Maçahel Köy Evi, ya da Green Roof.
- Profesyonel rehberlik
- Tüm ara ulaşımlar ve otoparklar
- Tam pansiyon 7 gece konaklama ( 7 kahvaltı – 7 akşam yemeği)
- Zorunlu TURSAB seyahat sigortası****
- Millipark ve Ören yeri giriş ücretleri
- Başka Rota farkı ile profesyonel ve kaliteli hizmet
**** Zorunlu TURSAB seyahat sigortası bir sağlık sigortası değildir. Özel sağlık ve tur iptal sigortası için lütfen ofisimiz ile irtibata geçin!
- Türkiye’nin herhangi bir yerinden Trabzon’a ve geri ulaşım
- Kişisel harcamalar
- 8 öğle yemeği
- Konaklama yerlerinde alınan extralar
- Dahillerde belirtilmemiş harcamalar
- Kişisel memnuniyetinizi ifade eden bahşişler
Turumuza Türkiye’nin her yerinden katılabilirsiniz.
Turumuzun başlama ve bitiş noktası Rize Havaalanı’dır
Gidiş: Rize havaalanında en geç 09.30 da olacak şekilde uçak biletinizi almanız gerekmektedir. Havaalanından hareket saatimiz 10.00 dır. Çok seçenek olduğu için erken gelen misafirlerimiz beklemeyi göze almalıdırlar.
Dönüş: Rize havaalanından 18.30 ve sonrası biletler uygundur.
Sırt çantası: Ceket, polar, matara veya şişe, güneş kremi, krem, şort gibi temel eşyalar için en az 25 litrelik bir sırt çantasına sahip olmalısınız. Sırt desteği olmayan şehir tipi çantalar sırt ağrıları yaşamanıza neden olabilir.
Baton:Baton kullanmak tecrübe ister. Yürüyüşlerde sırtınızda ağır çanta varsa ve tecrübeli iseniz, sırtınıza binen yükü azaltmak, kollardan aşağıya vermek için gerekli ve yararlıdır. Ama tecrübeniz yoksa size yarardan çok zararı dokunur. Bozuk zemin üstünde yürürken ucunu nereye koyacağınızı düşünerek yürümeniz biraz zor. En iyisi bir elinize ağaç dalı alın ya da batonun tekini kullanın.
Trekking botları: Parkurumuz genellikle patikalarda ve engebeli yüzeylerde olacağından, yürüyüşçüler ayak bileklerini burkulmalara karşı koruyacak kadar yüksek boyunlu sert tabanlı trekking botları giymelidir. Aslında bunlar temel öğelerdir, bu nedenle “olmalı “dan ziyade “şart “tır. Ayaklarınız vücudunuzun tüm ağırlığını taşır ve engebeli patikalarda uygun ayakkabılar olmadan yürümek, tüpsüz dalmaya benzer.
Tozluk: Kar, çamur, kum ve tozu botlarınızdan uzak tutacaktır. Başlangıçta pahalı olanları almanıza gerek yok.
Yağmurluk (panço): Yapılacak en iyi şey yağmur geçirmez ve nefes alabilen bir ceket (Gore-Tex veya benzeri bir marka) edinmektir. Pahalı bir üründür ancak uzun yıllar kullanacaksınız. Panço tarzı yağmurluklar geçirimsizdir ancak uzun yürüyüşlerde sizi terletecek ve dolayısıyla içten ıslanmanıza neden olacaktır. Yüzde 100 ıslanmak yerine yüzde 50 ıslanmayı tercih etmelisiniz.
Şapkalar: Güneşli günler için güneş gözlüğü ve güneş şapkası şarttır.
Pantolonlar: Özellikle trekking için üretilmiş, çabuk kuruyan pantolonları tercih etmelisiniz. Şorta dönüşen fermuarlı paçaları varsa daha da iyi. Kot pantolonu kesinlikle önermiyoruz.
Şişe veya Matara: Sağlık nedenleriyle plastik şişeleri önermiyoruz ancak yeni başlayan trekkingciler için muhtemelen en iyisi bunlar. Ayrıca 50 cc’lik metal bir şişe veya termos matara da edinebilirsiniz.
İlk yardım çantası: Rehberiniz genel bir ilk yardım çantasına sahip olacaktır, ancak özel ilaçlara veya alerjik reaksiyonlar gibi belirli durumlar için ihtiyaç duyabileceğiniz herhangi bir özel ilk yardıma ihtiyacınız varsa, bunları yanınızda bulundurmayı unutmayın.
Mayo: Hava izin verirse denizde yüzmek için birçok şansınız olacak. Bu yüzden mayo ve havlu getirmeyi unutmayın.